Alüminyum – Parlak Bir Tarih
Bakır, kalay, demir, kurşun, gümüş ve altın gibi metaller çok eski zamandan beri tabiatta bulunmaktadır. Fakat bu çok bulunan maddelerin aksine alüminyum, insanlar tarafından 19. yüzyılda keşfedilmiştir. Hafif metal olan alüminyum, günümüzde artık neredeyse tüm teknoloji ve günlük yaşam alanlarında uygulamaları olan çelikten sonra endüstriyel olarak kullanılan en önemli ikinci metal haline gelmiştir. Şimdi, alüminyum tarihine en başından itibaren bakmaya başlayalım.
Milattan önce yaklaşık 1000: Doğal olarak oluşan kimyasal bir alüminyum ve sülfür birleşiği olan alum, Mısır ve Babil’de giysileri boyamak için kullanılmaktadır.
1807: Humphry Davy, alüminyum elementini demir alaşımının bir bileşeni olarak keşfetmiştir ve ona “alüminyum” demeyi önermiştir.
1821: Alüminyum için ham madde olan boksit, Fransa’nın güneyinde keşfedilmiştir ve adını bulunduğu yerden almıştır: Arles yakınındaki Les Baux.
1825: Hans Christian Oersted potasyum amalgam ile birlikte alüminyum klorürü indirgeyerek ilk kez saf alüminyum elde etmiştir.
1827: Friedrich Wöhler saf potasyum kullanarak, 30 gram susuz alüminyum klorürü gri bir toza indirgemeyi başarmıştır; bu, özellikle güneş ışığında daha dikkatli bir şekilde incelendiğinde sayısız metal parçacıktan oluştuğu görülmüştür.
1852: Robert Bunsen metalik alüminyumun elektroliti yöntem ile ayrıştırılması için Humphry Davy’nin yöntemini geliştirmiştir.
1854: Henri Etienne Sainte-Claire Deville alüminyum eldesi için teknik olarak uygulanabilir ilk kimyasal işlemi keşfetmiştir. Sainte-Claire Deville’in kilden gümüş olan alüminyum külçeleri, 1855 yılındaki Paris Exposition Universelle’de büyük ilgi uyandırmıştır. Bu şekilde, çoğu mücevher eşyası için 1890 yılına kadar yaklaşık 200 ton alüminyum üretilmiştir, ancak alüminyum metal olarak yaygın kullanım için hala çok pahalıdır. III. Napolyon cömert bir kutlamaya ev sahipliği yaptığında, bazı seçkin misafirlerin alüminyumdan yapılmış çatal bıçak takımı kullanarak enfes yemeklerin tadını çıkarmasına izin vermiştir. Daha az önemli olan misafirlerin ise her zamanki gümüş çatal bıçak takımını kullanması gerekmiştir.
1854 yılında ünlü Fransız kimyacı Henri Etienne Sainte-Claire Deville, katı kütle olarak alüminyum üretmeyi başarmıştır. “Bu değerli metal, gümüşün beyazlığına, altının dayanıklılığına, demirin mukavemetine, bakırın yanıcılığına, camın hafifliğine sahiptir. Kolayca işlenir, çok yaygın olarak dağılır, kayaların çoğunun temelini oluşturur, demirden üç kat daha hafiftir.”
(Jules Verne’in 1865 yılında yayınlanan “From the Earth to the Moon” kitabından alıntıdır.)
1864: Alüminyum kılıflı ilk kol saati üretilmiştir.
1866: Werner von Siemens dinamoyu keşfetmiş ve böylece büyük ölçekli elektrik üretimi için ve nihayetinde alüminyumun ekonomik olarak büyük çapta çıkarılması için temeli bulmuştur.
1886: Bu yıl, modern alüminyum endüstrisinin doğum yılıdır. Birbirlerinden bağımsız olarak Charles Martin Hall ve Paul Louis-Toussaint Héroult, alüminyum üretiminde belirgin bir artış sağlayan ve bununla birlikte düşük alüminyum fiyatlarına olanak veren bir işlem olan erimiş tuzlu elektroliz için bir patent başvurusunda bulunmuştur.
1887 ve 1892: Karl Joseph Bayer, Bayer’in alüminyum oksidin boksitten eldesi için patent almıştır.
1888: İsviçre ve ABD’de alüminyum endüstrileri kurulmuş ve aynı zamanda ilk alüminyum oksit tesisleri Bayer işlemini kullanarak faaliyete başlamıştır.
1889: Ev tipi sofra takımı alüminyumdan imal edilmiştir.
1893: Londra bulunan Piccadilly Sirk’teki Eros Heykeli elbette alüminyum dökümdür. Bu sanat eseri, 100 yıldan sonra bile alüminyum sayesinde çok iyi durumda olacaktır.
1894: ABD’de ilk alüminyum bisiklet iskeleti üretilmiştir.
1899: Zeplin hava gemisi için alüminyum pervaneler üretilmiştir. Ayrıca, zeplin iskeletinde alüminyum da kullanılmıştır.
1900: Baskı plakalarında, sanatta, yüksek binalarda ve çelik yerine ilk kez alüminyum kullanılmıştır. Otomobil üretiminde, döküm parçalar üretilmeye ve kullanılmaya başlanmıştır.
1905: Anson Gardner Betts üç katmanlı elektroliz kullanarak saf alüminyum üretmiştir.
1906: Alfred Wilm ısıl işlem ile alüminyumun özelliklerini geliştirebileceğini keşfetmiş ve bu bulguyu yaşlanabilir alaşım olan Duralumin’i geliştirmek için kullanmıştır. Günümüzde ise alüminyum çok yönlü bir mühendislik malzemesi haline gelmiş ve ayrıca uçak yapımında, gemi yapımında ve demiryolu ile karayolu taşıtlarında kullanılmıştır.
1912: Tüketici ürünlerinin paketlenmesi için alüminyum folyo üretimi başlamıştır. Çikolata gibi ürünler alüminyum folyoya sarılarak korunmuş ve tüketiciye sağlıklı bir şekilde ulaşmıştır.
1913 ve 1920: Alüminyum tüp ve alüminyum yiyecek kutuları imalatı gerçekleşmiştir.
1930’lar: Ekstrüzyon uygulamarı başlamıştır.
1954: İlk alüminyum sprey kutularının imalatı gerçekleşmiştir.
1980’ler: Geri dönüşüm önem kazanmıştır. Avrupa’da, geri dönüştürülmüş alüminyum üretimi yakında birincil alüminyum üretiminin yarısı kadar olacak. Ayrıca alüminyum iklimlendirme, güneş teknolojisi ve rüzgâr türbinlerinde kullanım için önemli bir malzeme haline gelmiştir.
1994: İlk alüminyum uzay iskeleti araba yapımında kullanılmıştır. Yüzeyin her parçası bir yük taşıma biçimine bütünleştirilmiş olan alüminyum, iskelet çarpışmaya karşı geliştirilmiş ve aynı zamanda önemli derecede hafifletilmiş şekilde karakterize edilmiştir.
Günümüz: Alüminyum, demir ve çelikten sonra en fazla miktarda ve yaygın olarak kullanılan metaldir. Araştırmalar, alüminyum özelliklerini sürekli olarak iyileştirmeyi ve geliştirmeyi başarmıştır. Alüminyum metali şimdi araç imalatında, yapı mühendisliğinde, makine mühendisliğinde, elektronikte, iklimlendirme, güneş teknolojisi ve ambalajlama alanlarında yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Alüminyum ürünlerin kullanılmadığı bir teknoloji ya da günlük yaşam alanı yoktur. Ve alüminyum endüstrisi ekonominin kilit bir sektörü haline gelmiştir.